Fütüristler Derneği

12 Mart 2010 Cuma günü; Yeditepe Üniversitesi’ndeki Future Talks, Dr. Cenk Tezcan’ın konuşmasıyla başladı. Konusu ise Sağlık Sektörü’nün Geleceği ve Tıp Teknolojileri’ydi.

Konuşmasına 2002 yılında yaptığı sunumlarından (daha sonra 2006 dan) örneklerle başladı ve o günden bugüne nasıl değişim gösterdiğimizden bahsetti. Dünya’nın artık önceki çağa göre daha hızlı olduğunu ve çok kısa süreler içinde çok hızlı yol kat ettiğimizin farkına varmamızı istedi. Daha sonra ise aşağıdaki konulara değindi;

- Sağlık sistemimizdeki veri girişinin kontrol altında olmadığını ve bu sebepten dolayı yılda birçok hastanın hayatını kaybettiğini,

- Hastane’deki veri girişlerini yapacak kişilerin yeterli kapasiteye sahip olmadıklarını, vasıfsız elemanları istihdam ettiklerini,

- Hala kâğıt, röntgen filmleri vb. kullandığımızı ve bunların iyi dosyalanamaması ve korunamaması yüzünden birçok hastanın yanlış veya eksik tedaviden öldüğünü; ancak hastane yöneticilerine sorulduğunda bu tür hatalardan kimsenin ölmediği iddasında bulunduklarını öğrendik.

Böyle bir iddada bulunmalarının altında yatan sebep ise, maalesef, hata ölçme sistemlerinin olmayışıdır.

- Daha sonra Intel tarafından hazırlanan birkaç kısa film seyrettik, bu filmler şimdiki sistem ile ilerde kullanılması gereken sistemler arasındaki farkı ve gelecek olan yeni sistemle, zaman kaybı olmadan hastalara daha çabuk müdahale edildiğinden bahsediyordu.

-Yeni sistemde hemşireler ve doktorlar tarafından kullanılan tablet pc mevcuttur. Bu cihaz dijitallik ve entegrasyonun bir nevi yansıması gibi. Hasta hakkındaki daha önce yapılmış tüm tedaviler, tüm testler, röntgen filmleri hepsi sistemde yüklü ve hemşire herhangi bir problemde doktora bağlanıyor sistem üzerinden ve doktor, hastanın yanına gelmeden hangi tedaviyi yapmasını gerektiğini hemşireye bildiriyor.

-Ayrıca reçetelerin de çok yakın bir zamanda tamamen kalkacağını sadece protokol numarası ile eczaneye gidip ilaç alınabileceğini öğrendik.

-Sunumunun sonunda ise hayatımıza nasıl yön vermemiz ve nasıl hareket etmemiz gerektiğini kendi deneyimlerinden örnekler vererek konuşmasını bitirdi.

Dr.Savaş’ın sunum konusu Genetik ve Biyoteknoloji’ydi.

-Sunumuna DNA’mızın nasıl kodlandığı hususunda ve hücreler hakkında bilgi verdi,

-Sonrasında genlerimizin hayatımızı nasıl yönlendirdiğinden daha önce Danimarka’da yaptığı bir çalışmasından örnekler vererek yaptı. ( doğuştan getirdiğimiz hastalıklardan ve genlerimizin yatkın olduğu hastalıklardan bahsetti )

-Özellikle hangi hastalıklara yatkın olduğumuzun bulunması ve bunun hangi sınırdan sonra hastalık olarak bize yansıdığını öğrenirsek buna karşı tedbirler alabileceğimi gördük.

-Kendi kurduğu Gen Test merkezinden ve Sağlık Bakanlığı’nın mevzuata uygun değil gerekçesinden ötürü kapatıldığından bahsetti. Sonrasında Maastricht Üniversitesinden, bu laboratuarları Hollanda da kurması üzerine teklif gelmiş ve çalışmalarını oraya taşımış.

-Farklı kıtalardan insanları örnek vererek( Norveçli bir beyaz genç ile Nijeryalı Siyahî bir genç) hangisinin dış görünüşlerine bakarak bulundukları yerlerde ne tür hastalıklara sahip olabileceklerinden ve dış görünüşlerine baktığımızda anlayamayacağımız hastalıklarına da sadece Gen haritalarından öğrenebileceğimizi. Örneğin Nijerya’da yaşayan siyahi genç Norveç’te bulunursa kemik erimesi hastalığına yakalanacağını, yeterli güneş almadığı için bilebiliriz.

Aynı şekilde Norveçli gencin Nijerya’da cilt kanserine yakalanma riski yüksek. Bunları sadece görünüşlerine göre de karar verebiliyoruz ama bazı hastalıklar var ki dış görünüşlerine göre değil genlerine göre belirleniyor.

Son olarak hayatındaki çalışmalarından uzunca bir kesit anlatarak konuyu farklı açılardan da görmemizi sağlamıştır.